2006/01/07

Çirkin Ördek Carlitos

Brezilya futbolu denince akla havalı çalımlar, insanın hayalgücünü zorlayan goller, top cambazlıkları, bireysel oynamaktan hoşlanan futbolcular ve ateşli seyirciler, kimi zaman da ananaslar, mangolar gelir. Brezilya birinci ulusal ligi Brasileirão’nun 2005 Aralık ayında sonlanan 2004-2005 sezonuna –yani Brasileirão 05’e- damgasını vuranlarsa üstte sayılan unsurların (yalan söylemeyeyim, meyveler hariç) yanısıra ligi birbirine katan bir hakem skandalı, Carlos Tevez, Emerson Leão'nun Palmeiras'ı şahlandırması, Robinho’nun transferi, aynen devam eden Romario efsanesi ve kupa zengini São Paulo oldu.

Her çocuğun futbolcu olma hayalleriyle büyüdüğü Brezilya sahalarında yıldız mertebesine yükselmek kolay değildir. Brezilyalı değilseniz, hele bir de Brezilya’nın ulusal ve kulüpler bazında en büyük düşmanı sayılan Arjantin’den geliyorsanız bu zorluk kat kat artar. Carlos Alberto Tevez –veya daha popüler ismiyle Carlitos- Brezilya’ya ilk geldiğinde de durum pek farklı değildi.

Agresif oyun tarzı, sürati, gol atma ve attırmadaki başarısı ve fiziksel dayanıklılığıyla modern futbolun gereklerini bir hücum oyuncusu olarak fazlasıyla yerine getiren 1984 doğumlu Carlitos futbola All Boys altyapısında başlamış, 13 yaşında “Maradona’nın takımı” Boca Juniors’a transfer olmuş ve 2001 yılında, 17 yaşındayken ilk profesyonel maçına çıkmıştı. Boca’da oynadığı dönemde yüzüne kaynar su dökülmesi sonucunda çirkin ördeğe dönüşen (ve kulübü ameliyat masraflarını karşılamayı teklif etmiş olmasına rağmen sahalardan uzak kalmamak için estetik ameliyat olmayı reddeden) Carlitos’un Brezilya’ya gelişi bir hayli olaylı olmuştu.

Memleketi Arjantin’de Juan Roman Riquelme’nin yedeği olarak başlayıp takımın vazgeçilmezlerinden birine dönüştüğü Boca Juniors kariyerinin son iki yılında (2003 ve 2004) Güney Amerika’nın futbol otoriteleri tarafından defalarca “yılın oyuncusu” / “en gelecek vaat eden oyuncu” / “hastasıyız, ölüyoruz oyuncu” benzeri unvanlarla taçlandıran Tevez 2004’te Atina Olimpiyatlarında 6 maçta tam 8 gol atarak Arjantin’e altın madalyayı kazandırmakla kalmamış, Bayern Münih ve Barcelona gibi Avrupa’nın önde gelen kulüplerini de baştan çıkarmıştı. Ancak Brezilya’nın en zengin ve popüler kulübü Corinthians elini çabuk tutup Boca Juniors’a 20, Carlitos’a ise 10 milyon dolar vererek tartışmaları sonlandıracak ve bu transfer, Güney Amerika futbol tarihinin en pahalı transferi olarak tarihe geçecekti (Corinthians’ın zenginliğini de başka bir yazıda inceleyeceğiz).

Carlitos Brezilya’ya geldiğinde Corinthians taraftarları bu yamuk dişli oğlanı şüpheyle karşılarken rakip kulüplerin taraftarlarıysa Arjantin vatandaşı bir oyuncuyu takıma katan Corinthians adına utanç duyduklarını söylüyorlardı. Ancak lig başlayıp Tevez “oynamaya” başlayınca polemikler yok oldu; takımın 10 numarası Carlitos ağları 20 kez havalandırarak Brasileirão’daki ilk sezonunu ligin en golcü 3. oyuncusu olarak tamamladı ve yalnızca Corinthians’ın yıldızı olmakla kalmayıp Brasileirão 05’in de en iyi oyuncusu seçildi. Sürülmüş tarlayı andıran saç stiliyle nice Brezilyalı gencin imajını yeniden gözden geçirmesini sağlayan Carlitos, Piola Vago adlı hiphop grubuyla bir de albüm çıkardı.

2005’teki Konfederasyonlar Kupasında Arjantin takımında bekleneni veremeyen Carlitos’un 2006 Dünya Kupasında neler yapacağını hep birlikte göreceğiz. Her şeye rağmen Brezilya kulüplerinin Brezilyalı yıldızları bile ellerinde tutmakta zorlandıkları ve Corinthians’ın Abramovich (dolayısıyla da Chelsea) ile derin ilişkileri düşünüldüğünde Carlitos’un önümüzdeki senelerde Avrupa liglerini şenlendirmesi kaçınılmaz görünüyor.

Yazımızı São Paulo dolaylarından bir halk şarkısıyla bitirelim:

Ronaldinho çok çirkin oy aman,
Carlitos ise hem çok çirkin
hem de çok korkunç aman aman.

Hiç yorum yok: