2006/01/18

Grêmio’nun Yedi Silahşörleri

Brezilya’nın köklü kulüplerinden Grêmio geçtiğimiz Kasım ayı sonunda Brasileirão’ya dönüşünü müjdeledi. Hem de nasıl müjdeledi!.. diye haykırmadan önce kulübün geçmişinden kısaca bahsedeyim.

Rio Grande Do Sul eyaletinin başkenti Porto Alegre’nin en büyük iki kulübünün Grêmio ve Internacional olduğu rahatlıkla söylenebilir. Üç renkli (mavi, beyaz, siyah) formasından dolayı Tricolor (veya Tricolor Gaúcho) diye anılan Grêmio ile kırmızılı formasından dolayı Colorado lakabı yakıştırılan Internacional arasında azılı bir rekabet söz konusudur. Bir klasik olarak adlandırabileceğimiz bu rekabete Gre-Nal adı verilir.

Kimi Brezilyalılar, Internacional'in renkli veya kırmızı anlamına gelen Colorado lakabının kulübün parlak renkli formasından ziyade ’50’li yıllara dek kapılarını zenci oyunculara kapalı tutmuş olan Grêmio’nun tersine zenci oyunculara kucak açmış olmasından ileri geldiğini söylerler. Zaten Internacional de 20. yy başlarında São Paulo’dan Porto Alegre’ye göç eden ve beyaz olmalarına rağmen şehirde yeterince tanınmadıkları için Grêmio spor kulübüne kabul edilmeyen Poppe kardeşler tarafından kurulmuştur.

Brezilya kulüplerinin ırk olaylarını artık pek takmadığı ve bir zamanların Alman komünitesi takımı Grêmio’dan günümüzde Ronaldinho Gaúcho, Emerson, Jardel, Ânderson gibi kahve tenli nice yeteneğin yetiştiği veya çıktığı düşünüldüğünde bu rekabetin politik yönünün pek kalmadığı söylenebilir.


’81 ve ’91 yıllarında Brasileirão şampiyonu olan Grêmio 2004’te ligi sonuncu sırada bitirerek ikinci lige düşmüştü. Ancak ertesi sene hem ikinci ligde hem de yükselme grubunda inanılmaz bir oyun çıkararak 2006’da yeniden Brasileirão’da mücadele etmeye hak kazandı.

Ancak ben Grêmio’nun ikinci lig macerasından değil, bu maceranın düğümünü çözen, 26 Kasım 2005 tarihli Náutico-Grêmio maçından bahsetmek istiyorum.

Dört takımlı yükselme grubundaki puan yakınlığından dolayı son maçları kazanan takımların Brasileirão 06’ya gitmelerine kesin gözüyle bakılıyordu. Recife deplasmanında işlerin kolay olmayacağı daha maç başlamadan belliydi; Grêmio takımı maçtan önce ısınmak için sahaya çıktığında taraftarlar yedek kulübelerini yağ ve boya yağmuruna tutmuşlardı. Ama asıl cehennem maçın başlangıç düdüğünden sonra başlayacaktı.

İlk yarının 35. dakikasında bir penaltıyı direğe vuran Náutico ikinci yarının 30. dakikasında Grêmio’nun defans oyuncusu Escalona’nın kırmızı kart görmesiyle umutlanmıştı. Birkaç dakika sonra hakem Náutico adına bir penaltı daha verince yer yerinden oynamış ve Grêmio oyuncuları hakemle tartışmaya başlamışlardı. Tartışmanın sonucunda hakem, etrafı polisler tarafından sarılarak korumaya alınmış, taraftarların bir bölümü sahaya inmiş ve Grêmio sahayı terk etmenin eşiğinden dönmüştü. Arbede 25 dakika sonra dindiğinde Grêmio’nun üç oyuncusu daha kırmızı kart görmüştü.

Sahada 7 oyuncusu kalan Tricolor Gaúcho’nun taraftarları, takımlarının maçın son 10 dakikasını en azından fark yemeden geçirebilmesi için dua ediyorlardı. Ancak birkaç dakika geçip Náutico’nun defans oyuncusu Batata da kırmızı kart gördükten sonra bir mucize gerçekleşti. Kalenin önünde altı kişilik bir duvar oluşturan Grêmio, oyuna sonradan giren genç orta saha oyuncusu Ânderson ile bir kontratak şansı yakaladı. Peru’daki U17 şampiyonasında Brezilya takımında parlayan ve sezon sonunda Brezilya’dan ayrılmak üzere Porto ile anlaşan Ânderson, Grêmio formasıyla çıktığı son maçta sol kanattan tek başına ceza sahasına girerek yedi kişi kalan takımının golünü attı ve hem Porto Alegre’yi hem de maçı izleyen futbol aşıklarını coşturdu. Grêmio kalan dakikalarda da insanüstü bir mücadele göstererek maçı gol yemeden tamamladı ve 1-0’lık sonuçla Brasileirão 06’ya katılmayı fazlasıyla hak etti.

Bugünün ek bilgisine gelince; Galatasaray’da geçirdiği seneler boyunca tüm Türkiye’nin sevgisini kazanmış, Brezilya ve dünya futbol tarihinin en başarılı kalecilerinden Cláudio Taffarel’in henüz tıfıl bir oğlanken Grêmio tarafından denenip beğenilmediği için Internacional’e gittiğini ve ’90 yılında Parma’ya transfer olana dek altı sene boyunca Colorado formasını giydiğini biliyor muydunuz? Neyse, artık biliyorsunuz.

Hiç yorum yok: