2006/01/09

Emerson Leão Büyüsü

Palmeiras taraftarları, 2005 sezonuna oldukça kötü bir başlangıç yapan takımlarının küme düşmesinden endişe ederlerken teknik direktör Paulo Bonamigo yerini ak saçlı Emerson Leão’ya bırakmıştı. Leão göreve geldikten sonra Palestra Itália’nın –yani Palmeiras’ın- şerefini kurtarmakla kalmayıp, oynattığı müthiş futbolla da takımını Libertadores’e taşıdı.

Emerson Leão, Palmeiras ve Brezilya futbolu için efsane bir isim. 70’li yıllarda hem kulübünde hem de milli takımda parlayan, 1970 Dünya Kupasında oynamasa da yedek olarak kupayı kucaklayan, ’74 ve ’78 Dünya Kupalarında Brezilya kalesini koruyan Leão aynı zamanda da anlı şanlı 617 maçla Palmeiras formasıyla en fazla maç oynayan 2. oyuncu olarak tarihe geçmiş durumda. Zamanında, kaleciliğinin yanısıra uzun boyu, yakışıklı yüzü ve güçlü bacaklarıyla nice Brezilyalı kızın hayallerini süslemiş olduğunu da ekleyelim.

Teknik direktörlük kariyeri boyunca Brezilya ve Japonya’da Santos, São Paulo,Verdy Kawasaki gibi çeşitli takımlarda başarılar elde etmiş olan Leão, Brezilya milli takımının başında da kısa –ve pek başarılı sayılamayacak- bir dönem geçirmişti. 2005 başında São Paulo’ya Paulista (SP eyalet ligi) şampiyonluğunu kazandırdıktan sonra federasyonla kimi tatsızlıklar yaşayarak Japonya'ya gitmiş ve Temmuz ayına kadar da pek sesi çıkmamıştı. Ta ki Palmeiras’ın imdat çığlıkları duyulana kadar... (dındın dındın!)

Brasileirão 05’in ilk 12 haftasında yalnızca 13 puan toplamayı başararak ligin 16. sırasında bulunan Palmeiras, evi Parque Antarctica’da sezonun dişli ekibi Fortaleza’ya ikinci yarının 40. dakikasında yenen komik bir golle 2-1 boyun eğince Paulo Bonamigo görevinden alınmış ve hemen ertesi gün Emerson Leão takımın başına geçmişti.

Disiplinli yönetim tarzıyla tanınan Leão daha ilk antrenmanda Palmeiras saflarında itibarı tavanlarda gezinen kaleci Marcos’u formsuz görerek sonraki maçın kadrosuna dahil etmemiş ve lig boyunca önceden pek şans bulamayan Marcinho Guerreiro ve Washington gibi oyunculara takımda yer vermişti. Tabii Leão’nun göreve gelmesinden kısa bir süre önce takıma dahil olan Paraguaylı tecrübeli stoper Gamarra’nın savunmayı toparlamakta gösterdiği başarıyı da unutmamak gerek.

Leão yönetimindeki ilk maçlarında Figueirense’yi 4-1 yenen Palmeiras’ta bir şeylerin değişmeye başladığı belliydi (Figueirense teknik direktörü Marco Aurélio’nun da bu maçın ardından görevinden ayrıldığını not düşelim). Leão’nun büyüsü ve Juninho Paulista’nın akıllara durgunluk veren oyunu birleşince Palmeiras sonraki maçlarda da performansını düşürmeyip üst üste galibiyetler alarak ligde yavaş yavaş yükselmeye başladı.

Ligin son haftasına gelindiğindeyse Palestra Itália 67 puanla 5. sırada bulunuyordu. 4. sıradaysa 68 puanla Rio de Janeiro ekibi Fluminense vardı. Maçı kazanacak olan takım Güney Amerika’nın Şampiyonlar Ligi sayılabilecek Libertadores’e katılmaya hak kazanacaktı. Flu karşısında iki kez yenik duruma düşen Palmeiras (0-1 ve 1-2 şeklinde) Washington ve Juninho Paulista’nın golleriyle 2-2’yi yakaladıktan sonra Marcos başta olmak üzere tüm takımın üstün performansı ve Corrêa’nın bitime 10 dakika kala attığı galibiyet golüyle sahadan 3-2 galip ayrıldı.

Böylece hem Palmeiras 2006’da Libertadores’e katılmaya hak kazandı hem de Emerson Leão enkaz halinde devraldığı takımı ligin üst sıralarına taşıyarak Palestra Itália’daki itibarını cilalamış oldu.

Palmeiras yeni sezona oldukça iştahlı giriyor. Taraftar için unutulmaz bir isim olan Edmundo –namı diğer “Animal”- ilerlemiş yaşına rağmen takıma döndü. Beklentiler ve umutlar büyük. Emerson Leão büyüsünün 2006 sezonunda da tutup tutmayacağını yakında göreceğiz.

Hiç yorum yok: