2006/02/09

Şamar Oğlanı Bobô

2006 sezonu Corinthians için sevindirici gelişmelerle başladı: Lyon’dan kiralanan genç forvet Nilmar’ın performansı, zengin kadro dolayısıyla forma savaşının kızışması ve Élton gibi genç yeteneklerin ilk 11’i zorlaması, ’98-2002 yılları arasında birçok kupa kazanan takımın önemli isimlerinden Ricardinho’nun Santos’tan ayrılarak takıma dönmesi... ve taraftarın en gıcık olduğu isimlerden Deivson Rogério Da Silva, yani Bobô’nun Beşiktaş’a kiralanmak suretiyle takımdan gönderilmesi.

’80’lerdeki Bahia kadrosunun unutulmaz oyuncularından Bobô’ya benzeyeceği umuduyla babası tarafından Bobô lakabı takılan (baba yüreği, ne yapsın?) ’85 doğumlu Deivson, Corinthians’ın 2005’teki şampiyon kadrosunda yer almış ve Brezilya genç milli takımlarına çağrılmış görünse de bireysel olarak pek bir başarıya imza atmış değil.

Brezilya’da ilk 11’de sahaya çıktığı pek görülmeyen, yedekten oyuna katıldığı 60 küsur maçta yalnızca 5 gol atmış olan Bobô özellikle geçen sezonun sonlarında ve bu sezonun başlarında Corinthians taraftarının ağır eleştirilerine maruz kalıyordu. Ebedi yedek ve sakar Bobô, Ocak ayında sonradan oyuna girdiği her maçta sahaya adımını attığı andan itibaren seyirciler tarafından yuhalanıyor ve kamyon dolusu küfür yiyordu.

Sevmeyenleri tarafından ağır, teknik yoksunu ve paslaşmayı bile bilmeyen bir oyuncu olarak gösterilen Bobô, Timão taraftarları arasında, “Bu gol kaçar mı be, Bobô bile atardı!” şeklinde deyişlere konu olmuş, cüssesi ve bir türlü ilk 11’e girememesi dolayısıyla futbolcudan ziyade yedek kulübesi ısıtıcısı olarak görülür hale gelmişti.

Konu hakkında Corinthians taraftarı arkadaşlarımın fikirlerini sorduğumdaysa kendilerini Bobô’dan kurtaran Beşiktaş’a kucak dolusu teşekkürlerini ilettiler. Bobô’nun oyuna girmeden önce ısınmak için saha kenarına gönderildiği maçlarda hem genç forveti hem de teknik direktörü işaret ederek hep bir ağızdan “Burro! Burro!” yani, “Dangalak, Dangalak!” diye bağıran, Bobô’nun beceriksizlerinden usanmış taraftarlardan daha farklı bir tepki de beklenmezdi zaten.

Topa vuracağı yerde kendi bacağına şut çeken (ciddiyim), defansı ve kaleciyi çalımladıktan sonra kale ağzından topu dağlara taşlara yollayan bu şanssız forvetin Türk futbolunda parlama şansı bulup bulmayacağını önümüzdeki aylarda göreceğiz.

Futbol tarihinde bir takımda başarısız olup başka bir takımda müthiş işler başaran oyuncu (ve de tersi) çoktur. Bobô gibi genç takımlarda ve antrenmanlarda başarı göstermesine rağmen profesyonel futbol sahnesinde, ağır taraftar baskısı altında başarısız olan bir futbolcunun en azından başarısızlıklarının tanınmadığı, yabancı futbolculara kucak açan bir ülkede kendini gösterme şansı mevcut. Yeter ki paniğe kapılmasın, taraftarla arasını iyi tutsun, arada bir de gol atsın. Forvet ya, o açıdan.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

YAZAN OROSPU ÇOCUĞU ŞUNU İYİBİLKİ OĞLAN DEDİĞİN KİŞİ 18 YAŞINDA EVLENEBİLECEK KADAR ERKEK ŞÜPEN VARSA ANANLA BACINI YOLLA BOBOYA SİKİPO ÇOGALTSIN KARDEŞŞİN VE YİYENİN OLUR PİÇ

Adsız dedi ki...

YAZAN OROSPU ÇOCUĞU ŞUNU İYİBİLKİ OĞLAN DEDİĞİN KİŞİ 18 YAŞINDA EVLENEBİLECEK KADAR ERKEK ŞÜPEN VARSA ANANLA BACINI YOLLA BOBOYA SİKİPO ÇOGALTSIN KARDEŞŞİN VE YİYENİN OLUR PİÇ