2006/03/20

Hani Bir Amaral Vardı, N’oldu Ona?

Türk futbolseverler ve Beşiktaş taraftarları 2002 sezonunda Fiorentina’dan Beşiktaş’a transfer olan Amaral’ı hatırlayacaklardır. Yıldızı Palmeiras’ta parlayan Brezilyalı defansif orta saha / sağ bek Türkiye’de futbolundan çok Müslüm Gürses’e benzerliğiyle konuşulmuştu.

1973 yılında São Paulo eyaletindeki Capivari şehrinde dünyaya gelen ve futbola Capivariano F.C. escolinhasında başlayan Alexandre Da Silva Mariano’ya Amaral ismi dedesi tarafından verilmişti. ’92 yılında Palmeiras tarafından keşfedilmiş ve çam yarması Cléber ile birlikte takımın önemli defans elemanlarından olmuştu.

Doğuştan gelen bir rahatsızlıktan dolayı göz kapakları düşük olan Amaral önünü daha iyi görmek için kafasını diğer oyunculara nazaran daha fazla kaldırarak oynamasıyla nice futbolseverin hafızasına kazınmıştı.

Amaral bu fiziksel durumundan dolayı Türkiye’ye geldiğinde Müslüm Gürses ile kardeş ilan edilmiş, hatta hafızam beni yanıltmıyorsa basın-yayın organları tarafından iki gözüdüşük arasında bir buluşma bile ayarlanmıştı.

Ancak Amaral’ın Müslüm Gürses’e benzerliğinden daha ilginç bir yanı, futbolculuktan önceki mesleğinin mezarcılık olması. Dine meraklı bir toplum olan Brezilya’da mezarcılar insanın ölümünden sonra son temasta bulunduğu kişiler oldukları için pek tatlı bir şöhrete sahip değiller.

Her ne kadar kendisi mezarcı olduğunun doğru olmadığını, sadece bir cenazeevinde ölüleri törene hazırladığını (ölü yıkamak, giydirmek, tabut düzenlemesi vs) söylemiş olsa da şanı kısa zamanda yürüyen Amaral Brezilya’da oynadığı dönemlerde nice rakip futbolcu tarafından karanlık ve uğursuz bir sima olarak görülmüştü. Hatta bu konuyla ilgili ufak bir de anı bile mevcut: Seleção formasını da birçok kez giymiş olan Amaral bir defasında milli takımla yolculuk ederken uçak türbülansa girmiş ve o dönem takımın başında olan Zagallo futbolcuları, “Merak etmeyin çocuklar, ölsek bile uçakta mezarcımız hazır, rahat olun,” diyerek sakinleştirmiş.

Karanlık ününe rağmen neşeli karakteri ve kelimeleri yutarak, tuhaf bir biçimde konuştuğu için takım arkadaşları arasında Amaralês diye kendine has bir dil konuştuğunu söylenerek dalga geçilen Amaral Palmeiras’tan başka Corinthians, Vasco, Benfica, Parma gibi takımların formalarını giymişti.

Fazla forma şansı bulamadığı Beşiktaş’ın ardından Gr
êmio, Victória ve Atlético-MG takımlarını dolaşan, sonrasındaysa sesi soluğu çıkmayan Amaral’ın mezarcılığa döndüğü sanılsa da adamımızın şu anda Polonya’nın Pogoń Szczecin takımında top koşturduğunu belirteyim. İnanması güç ama aynı takımın kadrosunda tam 19 Brezilyalı futbolcu bulunuyor.

Bu arada Ocak ayında hakkında bir yazı yazmış olduğum Edílson Pereira De Carvalho’nun kitabı geçtiğimiz hafta piyasaya çıktı. Kitabın adı “Cartão Vermelho” yani “Kırmızı Kart”. Böylece parayı bayılan herkes bir Kırmızı Kart satın alabilecek, ne ironik değil mi (kuzum)?

Hiç yorum yok: