Futbol 2x45 Dakikadır
Futbol her biri 45 dakika olan 2 yarı halinde oynanan bir oyundur. Türkiye ve Avrupa’daysa maçlar toplam 90 dakika olarak görülür. Yanlış anlaşılmasın; Brezilya’da futbol 880 dakika değil, ancak burada futbol kafadan 90 dakika da değil, 2x45 dakika. Nasıl mı? (retoriğe bak!)
İngiliz, Türk veya İspanyol liglerinde maçlar 0-45 ve 45-90 dakika (artı uzatmalar) üzerinden yayınlanır, dolayısıyla halk tarafından da öyle algılanır. 67. dakikada kullanılan köşe vuruşları, 78. dakikada gösterilen ofsaytlar, 51. dakikada atılan goller... Brezilya’daysa durum farklıdır. Burada maç yayınları, dolayısıyla da halk arasında maçlar birinci 45 dakika ve ikinci 45 dakika şeklinde geçer. Yani 65. dakikada atılan bir gol dünyanın bu köşesinde ikinci yarının 20. dakikasında atılmış sayılır ve o şekilde telaffuz edilir.
Hiçbir maçın 70. dakikası yoktur. Herhangi bir dost meclisinde, “1999 şampiyonlar ligi finalinde Man United nasıl da 90 ve 92’de çakmıştı be Bayern’e!” denirse adama boş boş bakarlar, çünkü buraya göre çevirirsen o maçın golleri 2. yarının uzatmalarında atılmıştır.
İlk yarısı 2 dakika uzayan bir maçta bu uzatmanın 2. dakikasında bir gol atılırsa gol 45+2’de yani 47. dakikada atılmış olur. Kimi televizyon kanalları bunu “45” olarak gösterme densizliğine bile sahiptirler. Aynı maçın ikinci yarısı başlayıp da 2 dakika geçtikten sonra bir gol atılırsa gol yine 47. dakikaya aittir. Maç bu şekilde bittiği takdirde Avrupa standartlarına göre maçın golleri “45 ve 47” veya “45+2 ve 47” veya “47 ve 47” (ki bu dakikalar arasında gerçek hayatta neredeyse 15 dakika süre geçmiştir) şeklinde gösterilecektir. Brezilya’daysa, “Ali ilk yarı uzatmasının 2. dakikasında, Veli de ikinci yarının 2. dakikasında” attı diyerek karmaşadan kurtulunacak, altıncı dünya kupasını alır mıyız almaz mıyız hesaplarına girişilecektir.
Aynı mesele futbolcular için de geçerlidir; futbolcular unutamadıkları anları anlatırken hiçbir zaman, “73. dakikada rakibin beş oyuncusunu ipe dizip gol attım,” diye değil, “ikinci yarı başlamış, havada pis bir sıcak var, yarının ortalarını biraz geçe top sağdan bana geldi, bir defansı dizdim, iki, üç, beş derken baktım karşımda kaleci, çaktım topa!” diye anlatır. Zaten adam, “Maç 90 dakika, o halde 73. dakika, 45+28. dakika oluyor, yok yok, 90-17. dakika oluyor,” diye düşünmeye başlarsa topu bırakır, eve gider.
Yani ben ne diyorum? Diyorum ki oyuncular ilk yarı bitip de soyunma odalarına döndüklerinde antrenörlerinden gerekli azarı veya övgüyü yerler, ki bu an nice maçın dönüm noktasıdır. Futbolcular ikinci yarı için sahaya döndüklerindeyse önlerinde yeni bir sayfa vardır, illa ki öteki yarının bir devamı değil.
Neticede futbol kağıt üstünde basit bir oyundur. Avrupa’da kimse maçlar 90 dakika üstünden yayınlanıyor diye beyin spazmı geçirmiş değildir (umarım). Brezilya ise 5 kez dünya şampiyonu olmuş, dünyanın en iyi futbolcularını yetiştirmiş ve yetiştirmekte olan bir ülkedir (bunu tekrarlamasam çatlardım zaten). Hani diyorum ki, belki de bir bildikleri vardır (parantez üstüne parantez açtım, bir tane daha açayım anasını satayım).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder